Necati Cumalı
1 sayfadaki 1 sayfası
Necati Cumalı
Ay Işığı
I
Ben uzaklardan beklerdim,
Sayarak günlerimi.
Bu gece penceremden düşen ay ışığında,
Birden yanıbaşımda buldum
Bir ağaç gibi çiçeklenmiş
Anladım almış yürümüş
Sarmış bu sevda içimi
II
Gece yarısı elbiselerim,
Ayakkabılarım üstüne
Düşen ay ışığı,
İnsan böyle mi olur
Sevdaya tutuldu mu?
Bütün eski kitapları okudum,
Yaşlanmış güzellere sordum,
Mutluluk bu mu?
Ama bu sarışın
Ötekine hiç benzemiyor.
Ah, daha yeni yeni anladım
O küçük elleri, gülen gözleriyle
Beni bu kadar seviyor...
Kalmadı başka korkum
Düşünmeden eline bıraktım kendimi
Bütün dostlarım söylüyor
Bu sefer mutlaka tutuldum
III
O yanından döndüğüm, gece yarıları
Güler, konuşurdum, kendi kendime
Tutmasam, kucaklayabilirdim ağaçları.
Kimbilir, gelen geçen,
Görünce ne derdi halime
Sizin de, seviştiğiniz, kardeşler
Mevsim bahara rastlarsa
Benim canım açılmak isterdi
Mutlaka bir başkasına
Öperdim evde ilk karşıma çıkanı.
Uzakta, şimdi çok uzakta...
O nar tanesinden taze
Kuştüyünden hafif geceler
Kalbim ümit içinde yüzer
Dünyam yıkanır ay ışıklarıyla...
I
Ben uzaklardan beklerdim,
Sayarak günlerimi.
Bu gece penceremden düşen ay ışığında,
Birden yanıbaşımda buldum
Bir ağaç gibi çiçeklenmiş
Anladım almış yürümüş
Sarmış bu sevda içimi
II
Gece yarısı elbiselerim,
Ayakkabılarım üstüne
Düşen ay ışığı,
İnsan böyle mi olur
Sevdaya tutuldu mu?
Bütün eski kitapları okudum,
Yaşlanmış güzellere sordum,
Mutluluk bu mu?
Ama bu sarışın
Ötekine hiç benzemiyor.
Ah, daha yeni yeni anladım
O küçük elleri, gülen gözleriyle
Beni bu kadar seviyor...
Kalmadı başka korkum
Düşünmeden eline bıraktım kendimi
Bütün dostlarım söylüyor
Bu sefer mutlaka tutuldum
III
O yanından döndüğüm, gece yarıları
Güler, konuşurdum, kendi kendime
Tutmasam, kucaklayabilirdim ağaçları.
Kimbilir, gelen geçen,
Görünce ne derdi halime
Sizin de, seviştiğiniz, kardeşler
Mevsim bahara rastlarsa
Benim canım açılmak isterdi
Mutlaka bir başkasına
Öperdim evde ilk karşıma çıkanı.
Uzakta, şimdi çok uzakta...
O nar tanesinden taze
Kuştüyünden hafif geceler
Kalbim ümit içinde yüzer
Dünyam yıkanır ay ışıklarıyla...
Geri: Necati Cumalı
Balkon
Sana geldigim yagmurlu günleri hatirlar misin?
Pencerene açilan yol dönemecini.
Aralar misin hatirama öyle her akşam
Ilik gülüşlerinin gölgesiyle yüklü perdelerini.
Bulutlar terkederdi şehri daima
Akşamlari gemiler terkederdi.
Bir balkonun kalirdi sanirim
Kaybolan gölgelere aşina.
Vapur iskelesinde buluştugumuz bir akşam
O akşam, erkenden ayrildik ve sonra
Hâlâ hafizamizda devam ediyordu
Unutulmuş hayati maviliklerin
Hâlâ hatirimdadir odama son gelişin,
Ve gitmeden önce
Saçlarini tarayişin hâlâ aynada...
Benim küçük öksüzüm, genç dulum
Ben senin hem baban, hem kocanim.
Erken tenhalaşan karanlik arka sokaklarda
Bütün servetin gibi ellerini
Avuçlarima biraktigin geceler
Sana küçük bir evden sözetmeliydim...
Uzun bir aşktan sonra tekrar
Bütün beni sevenleri hatirliyorum
O şehirde bütün tanidiklarim ve sen
Sen beni severdin
Sen iyiydin, güzeldin!
Sana geldigim yagmurlu günleri hatirlar misin?
Pencerene açilan yol dönemecini.
Aralar misin hatirama öyle her akşam
Ilik gülüşlerinin gölgesiyle yüklü perdelerini.
Bulutlar terkederdi şehri daima
Akşamlari gemiler terkederdi.
Bir balkonun kalirdi sanirim
Kaybolan gölgelere aşina.
Vapur iskelesinde buluştugumuz bir akşam
O akşam, erkenden ayrildik ve sonra
Hâlâ hafizamizda devam ediyordu
Unutulmuş hayati maviliklerin
Hâlâ hatirimdadir odama son gelişin,
Ve gitmeden önce
Saçlarini tarayişin hâlâ aynada...
Benim küçük öksüzüm, genç dulum
Ben senin hem baban, hem kocanim.
Erken tenhalaşan karanlik arka sokaklarda
Bütün servetin gibi ellerini
Avuçlarima biraktigin geceler
Sana küçük bir evden sözetmeliydim...
Uzun bir aşktan sonra tekrar
Bütün beni sevenleri hatirliyorum
O şehirde bütün tanidiklarim ve sen
Sen beni severdin
Sen iyiydin, güzeldin!
Geri: Necati Cumalı
Bir Ana
Kadın çamaşırdan dönüyor olmalıydı
Kolunda bohça, sert soda kabartmış ellerini
O yaşta bütün yahudi kadınları gibi
Sırtında eski bir siyah kadife hırka
Bir şikayet yorgunluk ifadesi bakışlarında
Küçük, çilli, dik kızıl saçlı
Satılmamış gazeteleri koltuğunda
Üşüyen bütün küçük çocuklar gibi
Burnunu çeke çeke, avuçlarını hohlıya hohlıya
Sürterek eskimiş kunduralarını
Ayak uyduruyordu anasının adımlarına
Onlar önde, ben arkada
Bir mart gecesi on birden sonra
Taksim’den Tünel’e kadar yürüdük
Alçak sesle konuşuyorlardı aralarında
Sanki bir değirmen ağır ağır dönüyor
Hayat ağır ağır akıyordu
Bulanık, kirli nehirler gibi
Büyük, karanlık binalar arasında
Kadın çamaşırdan dönüyor olmalıydı
Kolunda bohça, sert soda kabartmış ellerini
O yaşta bütün yahudi kadınları gibi
Sırtında eski bir siyah kadife hırka
Bir şikayet yorgunluk ifadesi bakışlarında
Küçük, çilli, dik kızıl saçlı
Satılmamış gazeteleri koltuğunda
Üşüyen bütün küçük çocuklar gibi
Burnunu çeke çeke, avuçlarını hohlıya hohlıya
Sürterek eskimiş kunduralarını
Ayak uyduruyordu anasının adımlarına
Onlar önde, ben arkada
Bir mart gecesi on birden sonra
Taksim’den Tünel’e kadar yürüdük
Alçak sesle konuşuyorlardı aralarında
Sanki bir değirmen ağır ağır dönüyor
Hayat ağır ağır akıyordu
Bulanık, kirli nehirler gibi
Büyük, karanlık binalar arasında
Geri: Necati Cumalı
Bir Gül Açiyorsa
1960 Devrim şehitlerinin anisina
Bir gül açiyorsa şimdi Türkiye'de
Aşkla ümitle açiyor
Adsiz unutulmuş her bahçede
Bir gül tomurcuklaniyorsa
Sabaha karşi gecede
Açmak için tomurcuklaniyor
Aşkla ümitle
Sevinçle yaşamak için tomurcuklaniyor
Kanin aktigi yerde
Gözyaşinin aktigi yerde
Karanligi içinde kahrin
Güller açiyor işte
Güller işik aydinlik içinde
Güller bütün güller bu sabah
Bir agizdan türkü söyler gibi açiyor her bahçede
Geceler gündüze dönüyor işte
Karanlik işiga dönüyor işte
Kahir sevince dönüyor işte
Akan kan dökülen yaş
Güle dönüyor işte
Hasetsiz korkusuz kinsiz
Binlerce güller açiyor işte
Dargin kardeşe dönüyor işte
Artik yaşamak bütün Türkiye'de
Bir agizdan söylenen bir türküye dönüyor
1960 Devrim şehitlerinin anisina
Bir gül açiyorsa şimdi Türkiye'de
Aşkla ümitle açiyor
Adsiz unutulmuş her bahçede
Bir gül tomurcuklaniyorsa
Sabaha karşi gecede
Açmak için tomurcuklaniyor
Aşkla ümitle
Sevinçle yaşamak için tomurcuklaniyor
Kanin aktigi yerde
Gözyaşinin aktigi yerde
Karanligi içinde kahrin
Güller açiyor işte
Güller işik aydinlik içinde
Güller bütün güller bu sabah
Bir agizdan türkü söyler gibi açiyor her bahçede
Geceler gündüze dönüyor işte
Karanlik işiga dönüyor işte
Kahir sevince dönüyor işte
Akan kan dökülen yaş
Güle dönüyor işte
Hasetsiz korkusuz kinsiz
Binlerce güller açiyor işte
Dargin kardeşe dönüyor işte
Artik yaşamak bütün Türkiye'de
Bir agizdan söylenen bir türküye dönüyor
Geri: Necati Cumalı
Geçmiş Yazdan
I
Taze bira, yasemin kokan
Yaz sonlarinda bir akşam
O deniz kenari küçük lokantada
Dalip gidişini hiç unutmam
Göge vuran panayir işiklari
Kestane fişekleri, çarkifelekler
Şavk içinde yüzen gemiler limanda
Farlar, sokak lâmbalari altinda
Agaçlarin hişirdayan aydinlik yapraklari
Kaç defa bir fayton seni beni alip dolaştirdi
O işiklar, yeşiller, denizler arasinda
Yaninda mahzunlugumu arttiran
Aşkimdi, doymadigim aşkimdi!
Ne kadar öpsem okşasam
kalçalarin, yari açik dudaklarin
Alacakaranlik bakişlarindi.
II
Pamuk seksen beşten yüz otuza firladi
Kimin umurunda?
Bizim önem verdigimiz tek şey varsa
Çini mavisi göklerin, imbatin tadi
Gökyüzü her sabah masmavi üstümüzde
Imbat her akşam bagrimiza ilgit ilgit esiyordu ya...
I
Taze bira, yasemin kokan
Yaz sonlarinda bir akşam
O deniz kenari küçük lokantada
Dalip gidişini hiç unutmam
Göge vuran panayir işiklari
Kestane fişekleri, çarkifelekler
Şavk içinde yüzen gemiler limanda
Farlar, sokak lâmbalari altinda
Agaçlarin hişirdayan aydinlik yapraklari
Kaç defa bir fayton seni beni alip dolaştirdi
O işiklar, yeşiller, denizler arasinda
Yaninda mahzunlugumu arttiran
Aşkimdi, doymadigim aşkimdi!
Ne kadar öpsem okşasam
kalçalarin, yari açik dudaklarin
Alacakaranlik bakişlarindi.
II
Pamuk seksen beşten yüz otuza firladi
Kimin umurunda?
Bizim önem verdigimiz tek şey varsa
Çini mavisi göklerin, imbatin tadi
Gökyüzü her sabah masmavi üstümüzde
Imbat her akşam bagrimiza ilgit ilgit esiyordu ya...
Geri: Necati Cumalı
Geçmiş Yazdan
I
Taze bira, yasemin kokan
Yaz sonlarinda bir akşam
O deniz kenari küçük lokantada
Dalip gidişini hiç unutmam
Göge vuran panayir işiklari
Kestane fişekleri, çarkifelekler
Şavk içinde yüzen gemiler limanda
Farlar, sokak lâmbalari altinda
Agaçlarin hişirdayan aydinlik yapraklari
Kaç defa bir fayton seni beni alip dolaştirdi
O işiklar, yeşiller, denizler arasinda
Yaninda mahzunlugumu arttiran
Aşkimdi, doymadigim aşkimdi!
Ne kadar öpsem okşasam
kalçalarin, yari açik dudaklarin
Alacakaranlik bakişlarindi.
II
Pamuk seksen beşten yüz otuza firladi
Kimin umurunda?
Bizim önem verdigimiz tek şey varsa
Çini mavisi göklerin, imbatin tadi
Gökyüzü her sabah masmavi üstümüzde
Imbat her akşam bagrimiza ilgit ilgit esiyordu ya
I
Taze bira, yasemin kokan
Yaz sonlarinda bir akşam
O deniz kenari küçük lokantada
Dalip gidişini hiç unutmam
Göge vuran panayir işiklari
Kestane fişekleri, çarkifelekler
Şavk içinde yüzen gemiler limanda
Farlar, sokak lâmbalari altinda
Agaçlarin hişirdayan aydinlik yapraklari
Kaç defa bir fayton seni beni alip dolaştirdi
O işiklar, yeşiller, denizler arasinda
Yaninda mahzunlugumu arttiran
Aşkimdi, doymadigim aşkimdi!
Ne kadar öpsem okşasam
kalçalarin, yari açik dudaklarin
Alacakaranlik bakişlarindi.
II
Pamuk seksen beşten yüz otuza firladi
Kimin umurunda?
Bizim önem verdigimiz tek şey varsa
Çini mavisi göklerin, imbatin tadi
Gökyüzü her sabah masmavi üstümüzde
Imbat her akşam bagrimiza ilgit ilgit esiyordu ya
Geri: Necati Cumalı
Bu Toprak
Memleketim, derdim, memleketim,
Dağına, taşına seslenirdim
Yankılarda adını dinlerdim
Sevdiğim göllerin, vadilerin.
Dünyada hiç bir yer bence
Türkiye kadar güzel değildir
Madem emeğimi toprağına harcadım,
Madem yorgunluğum göğüne dalmakla diner
Bir gün bağlardan, bahçelerden yürüdüm.
Zeytinlikler, ardında çam ormanları,
Birden bir tepeye varınca esmeğe başladı
Kır çiçekleri, kayalar, fundalar üzerinden
Oracıkta şehit olanların anıları.
Oracıkta şehit olanların kanı
Karışmıştı çimenlerin yeşiline,
Güler gibiydi her biri bir taşın gerisinde
Rumeli'nin, Anadolu'nun bize benzer adamları.
Orada uzandım çimenlerin üzerine,
Orada çocukluktan gençliğe geçtim,
Orada anladım ölmez insanı,
Ölülerin inancıyla yaşar,
Ölülerin inancıyla ölürse.
Memleketim, derdim, memleketim,
Dağına, taşına seslenirdim
Yankılarda adını dinlerdim
Sevdiğim göllerin, vadilerin.
Dünyada hiç bir yer bence
Türkiye kadar güzel değildir
Madem emeğimi toprağına harcadım,
Madem yorgunluğum göğüne dalmakla diner
Bir gün bağlardan, bahçelerden yürüdüm.
Zeytinlikler, ardında çam ormanları,
Birden bir tepeye varınca esmeğe başladı
Kır çiçekleri, kayalar, fundalar üzerinden
Oracıkta şehit olanların anıları.
Oracıkta şehit olanların kanı
Karışmıştı çimenlerin yeşiline,
Güler gibiydi her biri bir taşın gerisinde
Rumeli'nin, Anadolu'nun bize benzer adamları.
Orada uzandım çimenlerin üzerine,
Orada çocukluktan gençliğe geçtim,
Orada anladım ölmez insanı,
Ölülerin inancıyla yaşar,
Ölülerin inancıyla ölürse.
Geri: Necati Cumalı
Güzel Aydınlık
Akdeniz göklerinden
Köpüklerden, limon çiçeklerinden
Gözlerimde kalan
Güzel aydınlık
-Nesrin'i bir defa öptüm
Beyaz badanalı odam
Annemin yüzüne, soframıza
Gençlik hülyalarıma düşen
Güzel aydınlık
-Ümitsiz kaldıkça seni düşündüm
Biz fakirdik ama iyi insanlardık
Bolluk yıllarında da
Felâket günlerinde de
Seni yanıbaşımda gördüm
Güzel aydınlık
Tatlı aydınlık
Necati Cumalı
Akdeniz göklerinden
Köpüklerden, limon çiçeklerinden
Gözlerimde kalan
Güzel aydınlık
-Nesrin'i bir defa öptüm
Beyaz badanalı odam
Annemin yüzüne, soframıza
Gençlik hülyalarıma düşen
Güzel aydınlık
-Ümitsiz kaldıkça seni düşündüm
Biz fakirdik ama iyi insanlardık
Bolluk yıllarında da
Felâket günlerinde de
Seni yanıbaşımda gördüm
Güzel aydınlık
Tatlı aydınlık
Necati Cumalı
Geri: Necati Cumalı
Güzel Aydınlık
Akdeniz göklerinden
Köpüklerden, limon çiçeklerinden
Gözlerimde kalan
Güzel aydınlık
-Nesrin'i bir defa öptüm
Beyaz badanalı odam
Annemin yüzüne, soframıza
Gençlik hülyalarıma düşen
Güzel aydınlık
-Ümitsiz kaldıkça seni düşündüm
Biz fakirdik ama iyi insanlardık
Bolluk yıllarında da
Felâket günlerinde de
Seni yanıbaşımda gördüm
Güzel aydınlık
Tatlı aydınlık
Akdeniz göklerinden
Köpüklerden, limon çiçeklerinden
Gözlerimde kalan
Güzel aydınlık
-Nesrin'i bir defa öptüm
Beyaz badanalı odam
Annemin yüzüne, soframıza
Gençlik hülyalarıma düşen
Güzel aydınlık
-Ümitsiz kaldıkça seni düşündüm
Biz fakirdik ama iyi insanlardık
Bolluk yıllarında da
Felâket günlerinde de
Seni yanıbaşımda gördüm
Güzel aydınlık
Tatlı aydınlık
Geri: Necati Cumalı
Her Dilde Türkülerin Merami Bir
Her dilde türkülerin merami bir
Sila, iki gözlü bir ev, bir gelin
Kovboyun dilinde yavuz bir at, bir kement
Doguda, bizim çobanlarin dilinde
Taze ekmek, taze peynir
Mutlu olmak her vakit elimizdedir
Bütün istedigimiz bundan ibaret
Köylüye toprak, kovboya kement
Her şeyin başinda, herşeyden önce
Hürriyet
Her dilde türkülerin merami bir
Sila, iki gözlü bir ev, bir gelin
Kovboyun dilinde yavuz bir at, bir kement
Doguda, bizim çobanlarin dilinde
Taze ekmek, taze peynir
Mutlu olmak her vakit elimizdedir
Bütün istedigimiz bundan ibaret
Köylüye toprak, kovboya kement
Her şeyin başinda, herşeyden önce
Hürriyet
Geri: Necati Cumalı
Hürriyete Övgü
Boşuna değil dökülen kan
Hatıran daha aziz çıkacaktır
Bu felâket senelerinden
Asırlardır bu böyledir
Bütün kötülükler geçer
Yaşar iyi ve güzel olan
Sen çalışmanın ve düşünmenin hakkısın
Kanunların, nizamların üstünde
Talihisin insanlığın
Her sevgi hayatla biter
Yalnız senin aşkın kalır
Genç çocuğa babadan
Boşuna değil dökülen kan
Şehirlerde, köylerde çocuklar büyüyecektir
Daha zeki daha çalışkan
Bütün acılar unutulacak
Şarkılar daha yürekten söylenecek
Yıkılan evler köprüler
Daha sağlam kurulacaktır tekrar
Yeniden fabrikalar yükselecek
Tarlalar genişleyecektir
Boşuna değil dökülen kan
Tarihin akışından anlıyorum
Kuvvet zamanla yıkılır
Yalnız senin uğrunda ölür insan
Yarası acımadan.
Necati Cumalı
Boşuna değil dökülen kan
Hatıran daha aziz çıkacaktır
Bu felâket senelerinden
Asırlardır bu böyledir
Bütün kötülükler geçer
Yaşar iyi ve güzel olan
Sen çalışmanın ve düşünmenin hakkısın
Kanunların, nizamların üstünde
Talihisin insanlığın
Her sevgi hayatla biter
Yalnız senin aşkın kalır
Genç çocuğa babadan
Boşuna değil dökülen kan
Şehirlerde, köylerde çocuklar büyüyecektir
Daha zeki daha çalışkan
Bütün acılar unutulacak
Şarkılar daha yürekten söylenecek
Yıkılan evler köprüler
Daha sağlam kurulacaktır tekrar
Yeniden fabrikalar yükselecek
Tarlalar genişleyecektir
Boşuna değil dökülen kan
Tarihin akışından anlıyorum
Kuvvet zamanla yıkılır
Yalnız senin uğrunda ölür insan
Yarası acımadan.
Necati Cumalı
Geri: Necati Cumalı
Kırkikindi Yağmurları
Sabahları aşık değilim dedim
Hakikaten de öyleyimdir
Her sabah rahat, neşeli olurum
Hatta sesime bakmadan türkü söylerim
Herkes gibi işime giderim bende
Çalışmak sanki özlediğim bir şeydir
Sonra yavaş yavaş o aklıma gelir
Havam bulutlanır gitgide
Peşinden koşmaktan yorgun düşerim
Çekilmez olur artık şehir
Bilirim şimdi kırlarda
Bir hayvan sakince suya eğilmiştir
Trenler geçip giderken küçük kuşlar
Durmadan yer değiştirir telgraf tellerinde
Gitsem gezinsem derim limanda
Rıhtım kahvelerinden birinde otursam
Bir şey içsem ve dönsem
Değiştirsem elbisemi,
Yahut uzanıp saatlerce uyusam
Belki bu dertten kurtulurum
Derim ama akşam olur
Gene kapına düşer yolum.
Necati Cumalı
Sabahları aşık değilim dedim
Hakikaten de öyleyimdir
Her sabah rahat, neşeli olurum
Hatta sesime bakmadan türkü söylerim
Herkes gibi işime giderim bende
Çalışmak sanki özlediğim bir şeydir
Sonra yavaş yavaş o aklıma gelir
Havam bulutlanır gitgide
Peşinden koşmaktan yorgun düşerim
Çekilmez olur artık şehir
Bilirim şimdi kırlarda
Bir hayvan sakince suya eğilmiştir
Trenler geçip giderken küçük kuşlar
Durmadan yer değiştirir telgraf tellerinde
Gitsem gezinsem derim limanda
Rıhtım kahvelerinden birinde otursam
Bir şey içsem ve dönsem
Değiştirsem elbisemi,
Yahut uzanıp saatlerce uyusam
Belki bu dertten kurtulurum
Derim ama akşam olur
Gene kapına düşer yolum.
Necati Cumalı
Geri: Necati Cumalı
Kizilçullu Yolu
Hidirellez günü, Kizilçullu yolu
Beni herkes severdi çocuklugumda
Arabaci yanina oturtur
Kirbaci bana verirdi
Ben Fitnat hanimin oglu,
Zayif bir kizi severdim
Gözlerinin içi gülerdi.
Hidirellez güneşi,
Beraber tirmanmadik mi agaçlara?
Siz kanatmadiniz mi ellerimi
Elma çiçekleri?
Hidirellez günü, Kizilçullu yolu
Beni herkes severdi çocuklugumda
Arabaci yanina oturtur
Kirbaci bana verirdi
Ben Fitnat hanimin oglu,
Zayif bir kizi severdim
Gözlerinin içi gülerdi.
Hidirellez güneşi,
Beraber tirmanmadik mi agaçlara?
Siz kanatmadiniz mi ellerimi
Elma çiçekleri?
Geri: Necati Cumalı
Öldürmeyeceksin!
"Asla öldürmeyeceksin"
Tevrat, Göç 20
"Senden önce inenlere, sana inen kitaba da inanırlar...
Onlar Tanrının gösterdiği yoldadır, onlar kurtulurlar..."
Kur’an, Bakara suresi
Dinlerin buyruğuydu
Öldürmeyeceksin
Tapınaklarda çaktılar çarmıhları
Elleri kanlı camilerden çıktılar
kalem kırdılar yargı yerlerinde
Peygamberlerini dinlemediler
kudurgan dalgalar
Tekneleri yutar denizlerde
Çöllerden esen yeller
Ekinleri kurutur
Bil ki umut yeşildedir
Yenilmeyen yeşilde
Benim küçük serçem
kanaryam bülbülüm
Kuru dal çalı diken
Konmuş ötersin
Öt sen, öt, kardeş sesin
Sulara rüzgarlara karışsın
Zalim ürksün sağır işitsin
Öldürmeyeceksin!
"Asla öldürmeyeceksin"
Tevrat, Göç 20
"Senden önce inenlere, sana inen kitaba da inanırlar...
Onlar Tanrının gösterdiği yoldadır, onlar kurtulurlar..."
Kur’an, Bakara suresi
Dinlerin buyruğuydu
Öldürmeyeceksin
Tapınaklarda çaktılar çarmıhları
Elleri kanlı camilerden çıktılar
kalem kırdılar yargı yerlerinde
Peygamberlerini dinlemediler
kudurgan dalgalar
Tekneleri yutar denizlerde
Çöllerden esen yeller
Ekinleri kurutur
Bil ki umut yeşildedir
Yenilmeyen yeşilde
Benim küçük serçem
kanaryam bülbülüm
Kuru dal çalı diken
Konmuş ötersin
Öt sen, öt, kardeş sesin
Sulara rüzgarlara karışsın
Zalim ürksün sağır işitsin
Öldürmeyeceksin!
Geri: Necati Cumalı
Şarkilar
Agladigini istemem ben ölürsem
Beni en sevdigin halinle hatirla
Uzak bir yerde çaliştigimi düşün
Hayatta olduguma inan
Bir gün gelir kendiliginden
Geçer bütün üzüntün
Her yeni gelen günü
Yeni bir ümitle beklemeli
Her yeni gün
Yeni havalarla gelir
Gece, yagan yagmurla uyursun
Sabah bir de bakarsin odan güneşli
Her gelen vapuru, treni
Yeni bir ümitle beklemeli
Her gelen vapur, tren
Yeni insanlarla gelir
Ben esmerdim güzelim
Bu sefer sarişini seversin
Aşk yaşayanlar içindir
Agladigini istemem ben ölürsem
Beni en sevdigin halinle hatirla
Uzak bir yerde çaliştigimi düşün
Hayatta olduguma inan
Bir gün gelir kendiliginden
Geçer bütün üzüntün
Her yeni gelen günü
Yeni bir ümitle beklemeli
Her yeni gün
Yeni havalarla gelir
Gece, yagan yagmurla uyursun
Sabah bir de bakarsin odan güneşli
Her gelen vapuru, treni
Yeni bir ümitle beklemeli
Her gelen vapur, tren
Yeni insanlarla gelir
Ben esmerdim güzelim
Bu sefer sarişini seversin
Aşk yaşayanlar içindir
Geri: Necati Cumalı
Uçana'lı Zülfikar Bey'e Ağıt
Sağlığında yüzüne gülenler
Sofrasında ekmeğini yiyenler
Uykusunda pusu kurdular
Zülfikar Bey'i vurdular
Zülfikar beyi vuran Uçana'lı İsmail
Cellat olmasına cellat, çingene değil
Zülfikar Bey mertti yiğitti,
Fakir ağlatmadı, mazlum ezmedi
Hile nedir, şüphe nedir bilmezdi
Korkusuz uyudu, korkusuz gezdi
Var git İsmail var git, namert kişisin
Hem sen düşün hem de sana yol gösteren düşünsün
Varmayın üstüme, yeter, beni söyletmeyin
Ben bilirim dost kim, düşman kim
Bilirim kim sinsi adımlarla peşimde gezer de
Göz göze gelince başını eğer
Nolaydın Zülfikar Bey nolaydın
İsmail'e güvenmeyip teslim olaydın
Bu dağlar uçana dağlarıdır
Manastırdan Filorina'ya uzanır
Uçana dağlarında akan sular, uçan kuşlar
Zülfikar Bey diye ağlaşır
Gayri İsmail netse neylese
İçine korku düşmüştür, yüzü karadır
Uçana dağlarına gözü pek, yüreği pek
Zülfikar Bey gibi adam yaraşır
Sağlığında yüzüne gülenler
Sofrasında ekmeğini yiyenler
Uykusunda pusu kurdular
Zülfikar Bey'i vurdular
Zülfikar beyi vuran Uçana'lı İsmail
Cellat olmasına cellat, çingene değil
Zülfikar Bey mertti yiğitti,
Fakir ağlatmadı, mazlum ezmedi
Hile nedir, şüphe nedir bilmezdi
Korkusuz uyudu, korkusuz gezdi
Var git İsmail var git, namert kişisin
Hem sen düşün hem de sana yol gösteren düşünsün
Varmayın üstüme, yeter, beni söyletmeyin
Ben bilirim dost kim, düşman kim
Bilirim kim sinsi adımlarla peşimde gezer de
Göz göze gelince başını eğer
Nolaydın Zülfikar Bey nolaydın
İsmail'e güvenmeyip teslim olaydın
Bu dağlar uçana dağlarıdır
Manastırdan Filorina'ya uzanır
Uçana dağlarında akan sular, uçan kuşlar
Zülfikar Bey diye ağlaşır
Gayri İsmail netse neylese
İçine korku düşmüştür, yüzü karadır
Uçana dağlarına gözü pek, yüreği pek
Zülfikar Bey gibi adam yaraşır
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz